-
1 topu atmak
а) вы́лететь в трубу́, прогоре́тьб) оста́ться на второ́й год -
2 top
мяч (м) пу́шка (ж)* * *1.1) мячfutbol topu — футбо́льный мяч
2) кру́глая часть / дета́ль (в аппаратах, приборах)duvar saatinin topu — ма́ятник стенны́х часо́в
kantarın topu — ги́ря безме́на
3) руло́н (бумаги, ткани)bir top basma — [оди́н] руло́н си́тца
4) сто́пкаdefter topları — сто́пки тетра́дей
5) пу́шка, [артиллери́йское] ору́диеtop ateşi — артиллери́йский ого́нь
top hizmeti — оруже́йный расчёт
topa tutmak — держа́ть под обстре́лом, брать под обстре́л
ağır top — тяжёлая пу́шка, тяжёлое ору́дие
hafif top — лёгкая пу́шка, лёгкое ору́дие
6) гомосексуали́ст2.кру́глый; шарови́дный3. в соч.topağaç — кругля́к
••- topu- top etmek
- top gibi patlamak
- top gibi gürlemek
- top top -
3 korner
спорт.углово́й уда́р, ко́рнер ( в футболе)korner atışı — углово́й уда́р
topu kornere atmak — отбро́сить мяч на углово́й
См. также в других словарях:
topu atmak — argo 1) iflas etmek Biz kim oluyoruz ki veresiye verelim, iki günde topu atarız. M. Ş. Esendal 2) sınıfta kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
topu dikmek — 1) ayakla topu hızlı bir biçimde havaya doğru atmak 2) mec. ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
topu taca atmak — sp. 1) karşılaşmada topu yan çizgi dışına çıkarmak 2) mec. konuşulan konuyu saptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şut atmak (veya çekmek) — topu sert ve hızlı bir biçimde kaleye atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
auta atmak — sp. topu sahadan dışarıya atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iftira atmak — iftira etmek Elin nur topu gibi kızına iftira atmak doğru mu? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şut — is., sp., İng. shoot Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz. B. R. Eyuboğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük